19 Haziran 2011 Pazar

la défense
























üsttekinde 6, alttakinde 16 fotoğraf, sevdim kendisini.

13 Haziran 2011 Pazartesi

l'institut du monde arabe

Uzun süredir yazmaya ara verişime pek mana veremiyordum, bir yerden başlamak lazım diyerek bunu seçtim.

Paris'teki bu enstitu, 1987 yılında bitirilmiş, Jean Nouvel imzalı ve 1989 aga khan ödüllü bir yapı. içerisinde koleksiyon ürünlerinin sergilendiği ana müze, süreli sergi salonları, ofisler, toplantı salonu, restoran ve kütüphane bulunduruyor.

Gitmek istememin ilk sebebi ise cephe tasarımı, ikincisi sahip olduğu koleksiyon, üçüncüsü ise zaha hadid süreli sergisi.

sanırım bu ilk temel bilgilerden sonra içeriğine geçebiliriz.

yandaki fotoğraf da girişindeki kapı gibi dikilen brütlerin arasından gözüken cephesidir.




Öncelikle yola bakan cephesi bu değil, bu cephe tamamen kendisi için oluşturulan boşluğa bakıyor, yani sokaktan geçerken bu cepheyi değil normal camla kaplı cepheyi görüyorsunuz. ardından bir merdivenle içeriye doğru kıvrılıp bu yüksek kapılardan geçiyorsunuz. önü daha önceden boş imiş, şuan ise zaha hadid'in tasarladığı ufak çaplı bir galeri bulunuyor.

Binanın giriş katı; gişe, asansörler, kitapçı ve ufak bi sergi alanından oluşuyor. bir de alt katında bir süreli sergi alanı daha var. iki alt kat ise kalın kolonlara ve uzun koridorlara sahip anlamsız boşluklardan oluşan bir bölüm.

önce -1deki süreli sergiyi gezdim, Shafic Abboud adlı ressamın retrospektifiymiş, hızla dolaşıp çıktım. eski bir bina olduğunu göz önünde bulundurursak yine de durumu iyi olan bir salondu.

sonra hadi bakalım acaba nerede bu sürekli sergi, nerede
bunların hazineleri diye önce en tepeye çıkıp yürüyerek ine ine bulurum dedim. ama en üste çıkınca, terası farkettim direk.
teras bölümü'nde arap mutfağı bir restoran bulunuyor, güzel de bir manzaraya bakıyor üstelik. Restoran'ın yanında açık bir alan var buradan da notre dame tüm güzelliğiyle gözüküyor. güzel dediysem, zamanında bu binanın etrafından inen payandalar yüzünden binanın 'bitmemiş inşaat'a benzetildiğini söylemiş miydim? Tabi o zamanın gotik mimari hareketleri, payanda kullanımının neredeyse binanın dışarıdan algılanmasına engel olacak kadar sık kullanımı gibi konular da var. Neyse ki şimdi herkes tapıyor katedrale, en azından turistler tapıyor. Fransız hükümetiyse bu tapmaya karşılık olarak sadece ön cephesini temizliyor, arka cepheler (fotoğrafta görünen cephe) afedersiniz ama leş gibi. simsiyah hatta yer yer yeşil. E nasıl olsa turistler de ön cephesinin fotoğrafını çektiğine göre dert yok diye düşünen hükümete sevgilerimi iletiyorum.

neyse buradan sonra yürüye yürüye bulamadığım sürekli sergi için birine danışıyorum artık. zor bela buluyorum, meğersem ana salon tadilattaymış onlar da ufak salona taşımışlar. sergi 3. katta, içinden bir üst kata daha çıkılıyor. böylece binanın girişten bakıldığındaki sağ tarafının 3. ve 4. katını bu sergi kaplamış durumda. sağ taraf 5. ve 6. katta da ofisleri bulunuyor. (bu arada asansörler ve merdivenler ortada, hatta tam ortalarında da avlu var)binanın sol tarafını ise neredeyse kütüphanesi kaplıyor, 3 katlı kütüphanın her katının duble yüksekliğe sahip olduğunu düşünürsek, müze alanından daha fazla alana sahip olduğu gerçeğine ulaşabiliyoruz. fazla karışık oldu ya bu paragraf, idare edelim artık.

Tabiki bir ara da kendimi kütüphaneye attım, hatta oturdum, inceledim, bakındım. 85000 kitap bulunduruyormuş bünyesinde, bir çoğu da arapça. herhalde hayatımda bir daha bu kadar çok arapça kitabı bir arada görmem zor.

bünyelerindeki bulunan islami eserlerin içinde tabiki de türkiyeden alınmış/getirilmiş eserler de var; bunlar; 19. yüzyıl işlemeli çantalar, 18. yüzyıl padişah kaftanları, pelerinler, işlemeli masalar, 18 yüzyıl kuranı, takvimler, saatler, ve iznik çinileri.

buradan çıkıp tekrar binanın içinde bir aşağı bir
yukarı dolanıyorum, sebebi ise çok açık; koridorlar cepheyle birlikte inanılmaz fotoğraf veriyor. Cephe tasarımı aslında tamamen bildiğimiz geometrik şekillerden üretilmiş, fakat bu şekillerin biraraya getirilişinde mimarın arap motiflerinden esinlendiği söyleniyor. sağda da gözüken fotoğraftaki gibi bu cephe sistemi iki cam arasına yerleştirilmiş, güneş ışığının gelişine göre mekanik sistemleriyle kapanıp ışığı içeri almayacak şekilde çalışıyor. gündüz çok erken saatte gidip akşam saatine kadar kaldığım düşünülürse ben hiç bir hareketlerine şahit olmadım. 87den beri artık çalışmaktan yoruldukları yorumunu getirsem de, yaptığım en büyük salaklık sistemin şuan çalışıp çalışmadığını sormamak oldu.

buradan da çıkıp, dışarıdaki Zaha Hadid sergisine geçiyorum. Dışarıdan da girilse bileti ana binadan alınıyor ve Zaha Hadid'in tüm binaları gibi bu binası da ZAHA TASARLADI diye bağırıyordu resmen.

Bu tepkiden sonra aslında öğreniyorum ki bu yenil nesil bir konteynır (yazınca ne garip hissettim, türkçe değil ki bu?!).


Neyse efenim, konuyu açmışken aslında bahsetmekte fayda var, zira kendisi bir l'institut du monde arabe kadar başlık hakeden bir durumda.

"Chanel mobile art pavillon" olarak adı geçen bu yapı, isminden de anlaşılacağı üzere Chanel firmasının direktörü Karl Lagerfeld tarafından düşünülmüş, Zaha Hadid'ten yapması istenmiş. Program olarak gezici sanat galerisi olma rolünü üstleniyor. Aslen Arap dünyası enstitüsü için tasarlanmış ve bağışlanmış. Fakat buraya kadar gelmeden, hong kong, tokyo ve new york da geçici olarak kurulmuş. şuan ise kendisi en son konumunda bulunuyor, ve muhtelemen ekimde Zaha Hadid'in sergisi de bitince yerine enstitünün kendi süreli sergileri yer alacak.


Marka Chanel, mimar Zaha Hadid olunca, malzemesinde ve iç tasarımında da ekonomik yönden hiç bir şeyden kısmamışlar. İçerisi uzay kapsülü gibi, kulağımda kulaklık, her bölgede Zaha da Zaha, tasarım da tasarım bır bır sürekli konuşma geçiyor. bir kere önce beynim sulandı, etrafa mı bakacağım, maket mi inceleyeceğim yoksa kulağımdaki sese mi konstantre olacağım? insaf eyleyin, neye uğradığımı şaşırdım. sonra sırayla dinledim, inceledim, yürüdüm, bakındım. sonra da sergi bitti zaten.

Aslında hepsi aynı, maketler de, projeler de, içinde bulunduğum bina da. Neyse bu konudaki görüşlerimi başka bir yere saklıyorum.

Öyle böyle sergiyi bitirip oradan da çıktım. Evet taşınması kolay mıdır değil midir bilemem ama kendisi şu zamana kadar 3 büyük şehir dolaşıp buraya geldiyse ve burada da bir galeri rolünü üstlenebiliyorsa -ki sahip olduğu mekan ve teknoloji ile fazlasıyla üstleniyor- programını yerine getirmiş demektir.

Böylece 3-5 saatlik bir paris kültür turunun daha sonuna geldik. Başka bir turda görüşmek üzere.

dipnot olarak ekstra bilgi isteyenlere bir kaç link;

Chanel mobile art pavillon
institut du monde arabe

Ek bilgiler;

Nerede?
Institut du Monde Arabe
1, rue des Fossés-Saint-Bernard
Place Mohammed-V
75005-Paris
Métro : Jussieu, Cardinal-Lemoine

Ne kadar?
Öğrenci tarifesi, tüm süreli ve sürekli sergilere giriş 8 euro.