26 Nisan 2012 Perşembe

yığın

Şimdi, yastığın altında, her zamanki olağan kağıt yığınlarının arasında, boş sayfalardan oluşan bir yığın var. Arasında pembe kalem, 2 ucu var, biri kalın biri ince. Zaten uyku sersemi olunca hangisini açtığını fark etmiyor insan. Ne zamanki yazamadı, anlıyor, kapatıyor kalın ucu, diğer ucu açıyor. Bazen aklına geliyor, gözlerini açar açmaz defteri arıyor, bazen elini yastığın altına attığı gibi kalemi ve kağıt yığınını hissediyor. Bilinçaltına bir durumu öğretme çabası bu, hayır tam uyku ile uyanma hali arasındaki zaman diliminde bunu fark etmek gerekiyor. 
Yaz. 
Yaz daha çok yaz, sonra tekrar oku, sonra tekrar yaz, öğren yazmayı.
Mesela hatırlamak değil mi? Uyku anını yakalamak, o an neler gördüğünü paylaşmak değil mi? Evet aynen öyle. Kediler vardı geçen mesela, ayağa dolanan, anne sevgisine, anne sütüne ihtiyaç duyarcasına ayaklara kapanan kediler. Sirkelersin sirkelersin, gitmez kediler. İşte onlar vardı mesela. O kağıt yığınına onlar nasıl mı geçti? 'bir sürü yavru kedi...' bu kadar. Gerisi gereksizdi, sonu istediği gibi bitmedi, istediği kişiyi görmedi. Bazen küfrederek, bazen yeter artık görmek istemiyorum onu diyerek açılan kağıt yığını bu sefer, gereksiz bir rüyaydı diye kapandı. Tatlı bir rüyaydı ama ihtiyaç bu değil. Kağıt yığını da bu yüzden dolmuyor. Başka sebepleri var onun.

Sonra,senin rüyana gelir bu, kağıt yığınından bahsediyorum. hayal edersin, hayal et. kağıt yığını, nasıl sence? 
gözlerin hafif aralanır, ne gördüğünü düşünürsün, elini yastığın altına atarsın, bulamazsın. Orada değil çünkü. İçindekileri düşünürken sen, tekrar uykuya dalarsın ve kağıt yığınına bir yazı daha eklenir.

Saman sarısı kağıt yığınları, arasında pembe kalem. çarpık bir yazı, hatırlanamayan sözcükler ve okuyunca anlaşılmasın diye özneler, kullanılan baş harfler. 

Bu kadar.

20 Nisan 2012 Cuma

ilahi ceasar

yine bir oyun atölyesi gecesi yine bir şapşal şapşal gülümseme hali.
(Oysa alkışlarken salona baktım kimse öyle şapşal gülmüyordu benim kadar?!)

Londra'daki festivale gidecek oyunları Antonius ve Kleopatra şahane olmuş, önce kitap, sonra oyun ve kleopatraların en hası olarak Zerrin Tekindor şiddetle tavsiye edilir.