Pessoa'yı okumak için en önce Ophelia'ya yazdığı mektupları seçmek, sonra da bu komik mektupla karşılaşmak. büyük soğuma sebebi.
yok yok, okumaya başlayacağım kitaplarını. Milena'ya mektuplar'dan şöyle güzel bir farkı var, birinci bölüm mektupları içeriyor, ikinci bölüm ise ophelia'nın kaleminden pessoa ile ilişkilerini anlatıyor. Böylece önce onu, sonra mektupları okuyunca, daha anlamlı sonuçlar çıkıyor. zira mektup dediğin karşılıklı, ophelia'nın gönderdiği mektuplar olmayınca, tek taraflı mektup okumak da anlamsız. (bkz. klasik vaka)
mektuplar içten, gerçekçi, abartısız. bazı dönemler, pessoa'nın alt kimliklerinin etkisinde, onların dilinden yazılmış. bu değişim ilişkide dengesizlik de yaratıyor.
mektuplarını okumanın başlangıç için iyi bir adım olduğunu hala düşünüyorum bu arada.
bu da ayrılık mektubundan;
"Yüzleri ve saçları yaşlandıran zaman şiddetli duyguları da yaşlandırır, ama daha çabuk. İnsanların çoğu budala olduğu için, bunu fark etmemeyi başarırlar ve alışkanlıktan başka bir şeyin kalmadığı yerde hala sevdiklerini sanırlar. Eğer böyle olmasaydı, dünyada mutlu insan olmazdı. Üst düzeydeki yaratıklar, yine de böyle bir yanılma olasılığından yoksundurlar, çünkü onlar aşkın süreli olduğuna inanmadıkları gibi aşk bittiğinde yerine bıraktığı saygı ya da minnettarlığı da aşk sayıp aldanmazlar.
Bu işler insana acı verir, ama acı geçer. Eğer her şey olan hayat bile sonunda geçip gidiyorsa, hayatın anlarından başka bir şey olmayan aşk ve acı ve de bütün diğer öbür şeyler nasıl geçip gitmesin ki?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder