22 Mart 2010 Pazartesi

oh-la-la

kaçmak
için
sebeplerim
vardı.
kaçtım.


şaka yahu kaçtım da noldu? geldim hemen.
zaten anlayamadım yolda mıydık değil miydik. vapur, yalova, bursa merkez, mudanya, cumalıkızık, termal tesisler derken bir baktım ki yine istanbuldayız!

hayatımın en güzel çocuk parkında deliler gibi eğlendim ben bir bunu bilirim bunu söylerim!

yalovada bir botanik bahçesi varmış, böyle dünyanın bir sürü yerinden bir sürü bitki mitki varmış. hepsine dokunduk sırayla, inceledik baktık. sonra ben ne anlarım ki bitkiden dedim, çim bulup uzandım güneşe karşı.

bursa merkez garip yer doğrusu, yeşil mavi işte her yer. türbe, cami vs. ben ne anlarım dedim gittim oturdum kahve içtim, suyun içine kahve döküp karıştırıp getiren bursalılar tespit ettim.

mudanya tam bir sahil kasabası! ama sadece sahile yakın 2 sokağı sahil kasabası, içerileri bildiğin 5 katlı apartman. yazık üzüldüm ne bilim yapsana öyle güzel güzel konaklar rumlar gibi. oldu mu mudanya. ama çok sakin ya, böyle akşam rakı-balık, sabah simit-çay-deniz-kahve of. diyorum ya kahve içiyim güneşe karşı dünyalar benim oluyor.

cumalıkızık şirince gibi inanılmaz güzel. sokaklardan su akıyor yahu kaynak mı ne varmış yukarda! evler kerpiç, taş, ahşap karışımı. bu kızık köyleri 7 taneymiş, sonra 2 tanesi yakılınca 5 tanesi kalmış. Dere yakınında olan Derekızık, fidye veren Fidyekızık, içinde hamam olan Hamamlıkızık, diğer köylerden gidilip topluca Cuma namazı kılınan köye Cumalıkızık denmiş. başka bir rivayet de kuran insanların isimlerinin verildiği(Cuma Ali Bey). en çok korunan ve dokusuna sahip çıkılan köylerden biri bu cumalıkızık. baya da turistik, sokakları hediyelik eşyalar ve halkın kendi yapıp sattığı gıda ürünleriyle dolu. sanırım böyle turist akını olunca evlerini, avlularını dışarıya açmış halk. bir yerde, yer sofrasında oturup gözleme yedik baya da güzeldi, odalar da vardı hatta evin telefonu da yanımızdaydı. nasıl bir ayrıntıysa bu. neyse sonuç olarak güzel ve doğaldı.

yalova termal çok ilginç bir yer. böyle burunları mı büyük desem, zaten süper tesisiz çok da kasmamıza gerek yok havaları mı desem bilemedim. açık sıcak havuzun bayanlar ve baylar olarak ayrılışını da belirtmeden geçmiyim. yani pek sevmediler bizi, ben de dedim biz sevdik sanki onları? (oysa biz onlara şarkı bile yazdık, ya-lo-va!)

dedim ben anlamadım hiç bir şey, bir daha gitmem gerek. bu ara hep gitmem gerek.
çok beklersin dediler.
iyi dedim, ben gideyim de çalışayım.

*gitmenin alası için haberler iyi, seneye baharda paris yolu gözüktü.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder